Osteoporoz

Osteoporozdan korunmak için yapılması gerekenler ve halk ortasında mevzuyla ilgili bilinen yanlış bilgiler hakkında bilgi veren Fizikî Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Uzm. Dr. Evren Kul Panza “ Osteoporoz yani halk ortasındaki değimiyle ‘Kemik Erimesi’, kendini sırt ağrısı, kramplar, ileri yaşta kamburluk, uzunlukta kısalma ve bazen ilerleyen yıllarda kalça kırığı riskinde artışla gösteren, sıklıkla bayanlarda olmakla birlikte 70 yaşından sonra erkeklerde de görülen bir hastalıktır.

Osteoporoz tedavisinde kullanılan ilaçlar, doktor gözetiminde aylarca, bazen yıllarca kullandırılırlar. Bu ilaçlardan Kalsiyum tabletleri en yaygın kullanılanlardandır. Bazen hastalar, ‘Ben zati sütü, peyniri çok tüketiyorum, Kalsiyumu ilaç olarak almama gerek yok’ üzere bir inanış içinde olabilirler ki bu son derece yanlıştır. Zira önerilen Kalsiyum tabletlerinin içindeki Kalsiyum ölçüsü ve emilimi beden için gereken yüksek orandadır, halbuki bu yalnızca yiyeceklerle telafi edeceğimizi düşünsek, hergün litrelerce süt içip, kilolarca peynir, yoğurt vb. tüketmemiz gerekir ki bu da mümkün değildir. Bu nedenle gerektiğinde bunu tertipli Kalsiyum hapları olarak almalıyız. Öteki bir hasta kümesi da, yine yanlış bir inanışla bu ilaçların böbrek taşı yaptığını düşünerek bunları içmek istemezler. Hastanın evvelden mevcut bir böbrek yetmezliği ya da böbrekle ilgili bir hastalığı olmadığı sürece ve doktor kontrolünde verildiği sürece bu türlü bir sakınca, tehlike yoktur.” dedi.

Osteoporoz tedavisinde D Vitamininin değerinden de bahseden Uzm. Dr. Kulpanza,” Osteoporoz tedavisinde, Kalsiyum yanında D vitamini içeren ilaçlar da yaygın olarak kullanılır. Birtakım hastalar D vitamini ile Kalsiyumu tıpkı şey olarak düşünürler ki bu yanlıştır. D vitamini, güneşin UV ışınlarıyla deriden emildikten, ya da bir formu da yiyeceklerle alındıktan sonra bedende karaciğerde ve böbrekte işlenip faal D vitaminine çevrilir. Kan analizleriyle eksikliği saptandığında doktor tarafından ilaç olarak desteği yapılır. D vitamini eksikliği çocuklarda raşitizme, erişkinlerde de osteomalaziye yol açar ki, osteomalazi bazen osteoporozla birlikte olabilir. Uzun devir güneşli günlerin yaşandığı bir akdeniz ülkesi olmamıza karşın, D vitamini eksikliği ülkemizde yaygındır. Bunun nedeni güneşten gereğince yararlanamamızdan olabilir. Kâfi D vitamini alımı için kişinin gün içinde örneğin kolları ve yüzünün açık olup 30-45 dakika güneş ışığına direk maruz kalması kâfi olabilir. Burada kıymetli olan, güneş ışınlarının pencere, cam gerisinden değil, bedene direkt gelmesidir. Son yıllarda kullanımı artan güneş hami eserler, hatta UV filtreli nemlendirici kremler de UV ışınlarını filtrelediklerinden D vitamini alımını pürüzler, bu nedenle bunların kullanımı konusunda ölçü ve kullanım sıklığı abartılmamalıdır.

Tedavide ve başlangıçta osteoporozun gelişmemesi için yürüyüş, step, dans ve ayakta yapılan başka sporlar çok kıymetlidir. Ayakta yapılan, yani bedene yük bindiren sporlar, kemikler üzerine de yük bindirerek kemiklerin imalini, yani güçlenmesini uyarırlar ve osteoporozu önlerler. Hayat usulü açısından ise sigara, kahve, fazla tuz alımı engellenmelidir. Kıymetli olan Osteoporozla tanışmadan önlemek, tanıştıysak da ilaç tedavisini keyfi olarak kesmeden doktor takibinde kalmaktır.” dedi.