Son vakitlerde duyduğumuz elektrik alamadım cümlesine aşinayız. Çekim hissedemediğimizde kibarca elektrikle bunu söz etmeye çalıştığımız şey bir nevi karşı tarafta aradığımızı bulamamak ve etkilememek hatta kriter listelerimize uymaması. Pekala bu kriter listesini neye nazaran oluşturduk ve dönüşümledik?
Daha evvel ki bağlarımızda ki şahıslara nazaran ve ideallerimizi yaşayabileceğimiz vasıflara nazaran oluştu ve şekillendi. Belirli kalıplarımızın oluşmasında ve kriterlerimizde bilhassa eski bağlar hem neyi sevdiğimizisevmediğimizi ve istediğimiziistemediğimizi öğretirken birebir vakitte birtakım durumlarında açıklamasız nedeni olabiliyor. Bilhassa karşı taraftan aradıklarımız ya eksikliğini hissettiğimiz ve muhtaçlık duyduğumuz ya da ülkü benliğimize bizi ulaştıracak niteliklerdir. Benim usulüm bu dediğimiz durumlar ise kriterlerimizi oluştururken bu kriterlerin oluşma biçiminden ise hayatımıza girenlerin tesiri epey büyüktür. Yani kişi hayatının bir devrinden sonra yalnızca esmer şahıslardan ya da yalnızca mavi gözlülerden hoşlanırım diyebiliyor. Uzun boylulardan, küpelilerden, dövmelilerden, kadro elbise giyenlerden ya da kıvırcık saçlılardan üzere listesi uzayabiliyor. Bu durumu ise kriterleri ya da usulü olarak açıklayabiliyor. Meğer birinci görüşte aşk dediğimiz şey tam bu geçmiş yaşantımızda ki bireylerle ilgili olabiliyor. Bu özelliklerin kimlerin birleşimi olduğunu nereden neyi yansıttığını fark etmekse sıkıntı bir süreci beraberinde getiriyor. Bilhassa birinci görüşte aşık olduğunu sanan kişi aslında geçmişine gibisi bulmakla meşgul olduğunun farkında olmayabilir.
Çünkü her insan bilmediği şeyden korkar ve bildiği şeye daha fazla inanç duyar. Tekrarlayan ve alıştığımız yer bizim inançlı alanımızdır. Misal olarak hayatınızda hiç ameliyat olmadıysanız çok korkabilirsiniz zira size ne kadar acı yaşatacak ya da bünyeniz nasıl kaldıracak üzere birçok durumu hiç tatmadığınızdan bilinmeyenin extra korkusu içinde olabilirsiniz. Halbuki ikinci defa ameliyat olunduğunda kaygı daha azalmış ve bununda bilgisinden kaynaklı tecrübesi olduğunu anlayabilirsiniz. Tıpkı aşk hayatımız üzere. Alıştığımız ve tanıdığımız özellikleri bilmediğimiz âlâ ve berbata tercih edebiliyoruz. Hem de buna birinci görüşte aşk diyerek… Birinci görüşte aşk dediğimiz durum geçmişte bildiğimiz ve tanıdığımız inançlı bir alanı, birinci kere gördüğümüz şahısta fark etmektir. Bu durum daha çok fizikî yansıma olabilirken, bir ses tonu bir mimik ya da bir davranıştan da bunu kapmak muhtemeldir. Birinci sefer karşılaştığımız ve hiç tanımadan çekim duyduğumuz kişi farkında olmadan bize geçmişten birinin bir benzerliğini aktarmış ve bildiğimiz şeye güvenmiş ona sıcaklık duymuşuzdur. Lakin bunun ismini değiştirirken bu yansımayı biliçdışı her vakit şuur yüzeyinde çıkarmaz. Bu yüzden elektirik almak ya da etkilenmek, tam usulüm üzere tabirlerle açıklık getirmeye çalışırız. Mantıken düşünüldüğü bu benzerliğin farkında olamasak da, hiçbir açıdan tanımadığımız ve vakit geçirmediğimiz, huyunu suyunu bilmediğimiz bir beşere kapılmanın ve ağır hisler yaşamanın tanımı onun geçmiş bir modülümüzü taşımasıyla epeyce ilgilidir. O parçayı beyin çok süratli halde eşleştirerek şahısta ağır his yaşatabilir. Lakin birinci görüşte aşkın makus yanı ise bireye olumsuz tesiri olabilecek özelliklerden bile etkilenmesidir. Yani geçmiş yaşantısında kişinin aile hayatında kaba olan bir erkek modeli ya da alaka geçmişinde maço karakterler hakimse kişi için bu inançlı alanıdır. Yani bildiği ve tekrarladığı alandır. Hasebiyle bu kişinin çok kibar bir erkeğin davranışına ansızın aşık olması değil; sert kelamlar sarf eden birine, sert görünen birine birinci görüşte aşk hissetmesi olağandır. Zira bildiği ve tanıdığı odur. Bu yüzden insani olarak bilmediğimiz memnunluğu, bildiğimiz mutsuzluğa tercih etme sebebimiz tam da bu biçimde açıklanabilir. Güzel ya da makus neyi biliyorsak ona eğilimliyizdir. Bilmediğimiz her şey daha vahimdir zira insan bilmediğinden korkar.
İlk görüşte aşkın daha sağlıklı ve mantıklı hislerle yaşanmaya gereksinimi vardır. Bu nedenle tanımadığınız fakat birinci müsabakada ağır hisler içine girdiğiniz bireyler için, niyetli olunmalıdır. Bu bireylerin geçmiş yaşantınızda kimlere benzediği hangi duyguyu size hissettirdiği, bu duyguyu diğer kimlerde hissettiğiniz sorgulanmalıdır. Münasebetiyle sağlıklı bir bağ için birinci görüşte aşkınız için ivedi etmeden onu tanımalı, vakitle hisleriniz tekrar değerlendirilmeli ve kişiyi sabit bir kalıba koymak yerine ayırt edici yanlarını keşfetmek için kendinize de fırsat vermelisiniz.
0 Yorum